Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Patron Demek Ego Demek!

Patron mu, Çalışma Arkadaşı mı? Eğitimiyle, kültürüyle ve en çok da insani gelişimini şahaneleştirmiş patronlarda ego barınmaz. Onlar patron değil çalışma arkadaşıdır. Bu tarz işvereniniz var ise mutlu çalışan listesine adınızı yazabilirsiniz. Bu şansa sahip olduğunuz için çok daha başarılı çalışan olmanız da sizin cevabınız olmalı. İyi bir çalışan olmanız zaten gerekliyken mutlu bir mod ile yüksek performansınız yıldız gibi parlayacaktır.  Patron Demek Ego Demek! Kompleksli insanlar zordur. Empati duygusundan habersiz, sadece ben merkezli yapılarıyla aramızdalar. Hangimiz karşılaşmamız olabiliriz ki?! En çok nerelerde bulunurlar? Zannediyorum iş dünyasında görmek oldukça mümkün. Konumu, durumu burada faktör sayılmaz. Bir markanın ceo'su, bir mağazanın sahibi, bir medya kuruluşunun imtiyaz sahibi, bir şirketin müdürü, bir dükkanın sahibi, bir gazetenin editörü olabilirsiniz. Tamam, hepsi olun ama egolu olmayın. "Türk milleti misafirperverdir" diyorduk, lakin kendimizi ağı
En son yayınlar

Doyumsuz Çocuklar, Sorumsuz Gençler

Doyumsuz Çocuklar ve Sorumsuz Gençler.. İnsanların önce kendini geliştirmeye odaklanmasını savunanlardanım. İçsel, yani beyinsel ve duygusal temeli yaşamın ilk çeyreğinde oluşturmak gerek. Sonrasında iyileştirme, düzeltme çok zorlaşıyor, dahası imkansızlaşıyor. Her davranış bir süre sonra alışkanlığa dönüşür. Belki hiç de isteyerek yapmadığınız bir aktivite dahi süreklilik haline gelebiliyor.  İlk adımlar dışı değil, içi beslemek olmalı.. Maalesef şimdiki gençler marka tutkunu. Anladığı veya anlamadığı her konuda trend ne ise ona odaklılar. İhtiyacı varsa da, yoksa da ısrarla sadece sahip olma hedefindeler. Alışveriş için her şeyi araştıran gençler, burada kimde ne varsa onu takip ediyor. "Onda varsa, bende de olsun" tavırları aktif. Reklamların rolü de bu duruma tam destek. Kitap okumada tembel, ama internette sürekli aktif bu gençler kendini içsel besleyemiyor. Online birkaç cümle okumak dışında kendine katkı sağlayacak hiçbir şey okumuyor. Elbette tüm çocuk ve gençler böyl

Mağdur Ev Sahipleri ve Kiracılar..

Ev Sahipleri mi Mağdur, Kiracılar mı? Bir tarafta mağdur kiracılar, diğer tarafta mağdur ev sahipleri!.. Ana haberlerde elbette kiracı mağdur. Sık sık bu yönde haberler yapıldı. Haber başlıklarında da oldukça algıya çalışılmış.. Merhametsiz ev sahibi, hain ev sahibi, fırsatçı ev sahibi diye haksızlaştırılan ev sahipleri sahipsiz bırakıldı. Kiracılar için de mağdur kiracı algısı ışıklandırıldı. Sonuç itibari ile ev sahipleri kendini savunamaz duruma getirildi. Algı böyle olsa da gerçekler bambaşkaydı.  Her Şeye Zam Geliyor.. Artık fiyatları takip edemiyoruz. Zorunlu giderlere yetişemeyen bir millet olduk. Vergilere, faturalara, benzine uygulanan zamlara birkaç geçici tepki verilirken ev sahipleri alçak ilan ediliyor. Bunun neresi adaletli?  Bizde tepki net! Marketler suçlu, ev sahipleri suçlu .. Gerisine alışırız meselesi, ya da gücümüz yetmez duruşu. Fırsatçılığa da Hayır! Elbette fırsatçılık yapan ev sahibi de vardır. Adaletsiz hiçbir şey savunulamaz. Ama böyleleri varken iyi niyetli

Televizyon Dünyasında Diziler...

Televizyon Dünyasında Diziler.. Şiddete Karşıyız, Ama  Neler İzliyoruz?! Bence çok şahane şeyler izlemiyoruz.  Diziler her eve misafirdir. Elbette zorla izlemiyoruz. Bazen beğendiğimiz bir oyuncu için, bazen de dikkatimizi çeken bir konu için ekrana kilitlenebiliyoruz. Ayrıca akşamları eğer sosyal faaliyetlerimiz de sınırlı ise televizyon karşısında zaman geçiren bir toplumuz. Şiddetsiz Senaryo Neden Yazılmıyor? Neredeyse her dizide şiddet var! Bilinen televizyon kanallarında (Show TV, Star TV,  eski adıyla Fox TV bildiğimiz Now TV, Kanal D..) her güne bir dizi yayınlanıyor.  Güncel Dizilerden.. Yeni dizilerden "Taş Kağıt Makas" ilgimi çekti ve izledim. Oyuncu kadrosu iyi. Senaryosu sürükleyici, dolayısıyla merakla bir sonraki bölüm bekleniyor. Ama önemli olan mesaj nedir meselesidir. İzleyiciye nasıl bir resim veya anlam gönderiyor? Dizi algısı açık, şiddet eğilimi olmayan, adaletli, sevgi ve saygı anlayışında olan izleyici kitlesi için sürükleyici ve keyifli. Diğer bir bak

Başıboş Köpek Sorunu!

  Sokakta Başıboş Köpek Sorunu! Hayvansever olmakla sokakta başıboş köpek savunuculuğu arasında önemli bir fark var. Önemliden ziyade tehlikeli bir fark olduğunu söylemek mümkün. Ülkemiz öyle bir duruma geldi ki, "sokakta başıboş köpek saldırgandır" diyorsun, hayvan düşmanı ilan ediliyorsun.. Kaç kişiye saldırıldı!? Canından olan oldu, yaralanan oldu.. Ama halen başıboş köpek savunuculuğu devam ediyor... Hayvanseverlik mi Başıboş Köpek Saplantısı mı? Medeniyet diyorsun, saldırdı diyorsun, çocuk öldü diyorsun, özetle sayısızca saldırı olayları var diyorsun cevaplar umursuz.. Hiçbir şekilde empati olmadığı gibi tehlikeli olduğunu anlamamakta ısrarcı bir kesim var. Köpeğin suçu yok, buna ben de katılıyorum. Doğasında saldırganlık var çünkü.. Ama buna rağmen sokaklarda çete gibi başıboş dolaşsın diyenler bunca saldırılardan hiç mi rahatsız olmuyorlar? Hepsi olmasa da çoğu rahatsız olmuyor. Neredeyse insanları toplayın diyecek derecede köpek savunuculuğu aktif. Korkan insanlar sok

Asgari Ücret 2024!

  Asgari Ücret İle Geçim Mümkün mü?  Son birkaç yıl içerisinde asgari ücrete normal şartlarda iyi sayılabilecek zamlar yapıldı. Elbette bu zamlar giderler geliri solladığından hiç zam yapılmamışçasına zorlamaya devam ediyor. Asgari ücret her yıl sonu güncellenip yeni yılın ocak ayında uygulanmaya başlar. Ayrıca temmuz ayında da artı bir zam yapıldı. Lakin asgari ücret kendi içinde giderlere dayalı kayboluyor.  2023 yılının temmuz ayında yapılan ara zamla birlikte asgari ücret 11.402,32 TL oldu. Oldu da geçim sıkıntısı yine devam etti. Her şeye zam gelirken asgari ücret şık duramıyor elbette. Daha neti asgari ücretin artması zorunlu giderlere zam uygulanmadığında bir nevi idare edebilir. İşte o üzerimize zorunlu dayatılan "idare etme" durumuna geldik. Hayat sürekli idare etme durumu değildir, olmamalı. Bu arada komplexli lüx tutkunlarına da karşıyım. Hiçbir şey abartıldığında kalite barındırmaz. Kalite belirli yaşam kriterleriyle birlikte hobiler, sosyal faaliyetler gibi aktiv

ORGANİK İLETİŞİM!..

Organik İletişim.. İletişim Modeliniz Organik mi, Mekanik mi? İletişim ; iletilerin taraflar arası sözlü veya yazılı olarak aktarımı sürecidir. Bu süreç içerisinde “anlama, anlatma ve anlaşma” duyularımız aktif olmalı. Aksi durumda ileti alışverişi beklenilen sonucu veremez. Neticede her konuşmanın bir hedefi var. İlgili hedefe ulaşmanın belirli kurallarını önemsemek gerek. Neden Anlaşamıyoruz? Sen… Dinlendin mi de konuşuyorsun? Önce dinle sonra anlat. Kurumsal dil de çözer, ama gönülsel dil samimiyet ile ulaşır. Sen sus gözlerin konuşsun, onlar daha ikna edicidir. Mekanik bir üslup uyutur, canlı bir konuşma ilgi uyandırır. Konuşurken fazla hareketli olma, dikkati dağıtıyorsun. Konuşurken sadeliği, düzgün bir diksiyon gerekliliğini aklından çıkarma. Seni dinleyen kusura odaklıdır çoğu zaman, unutma. Konuşulanı anlamadın, çünkü dinlemedin. Dinlemedin çünkü ilgini çekmedi / dinlemenin iletişimin önceliği olduğunu bilmiyorsun. Doğru kurulan bir ilet